GİZLİ SAKLI
PTT PUL MÜZESİ
PTT Pul Müzesi’ndeki mimari yolculuğumuzu yapının var olduğu kent bağlamı ile etkileşimi ve iletişimi üzerinden kurguladık. Yapının girişinden itibaren karşılaştığımız sergi alanlarının, yapının mimari özelliklerinden kopuk düzeni dikkatimizi çekti. Yapının kentle iletişimini sağlayan tüm pencerelerin kapatılmış olması, sergi mekânının kurgusunda mimari öge olarak pencere açıklıklarına yer verilmemiş olması, yapının bütünlüğünü bozarak yer ve yön algısının kaybolmasına sebep olmuştu.
Yapının Atatürk Bulvarı’na bakan cephesindeki bazı pencereleri örten perdeleri kaldırdığımızda değerli vista noktaları ile karşı karşıya olduğumuzu fark ettik. Yapıyı kent içinde konumlandırmayı sağlayacak iletişim noktaları olarak değerlendirilebilecek bu pencerelerin kapatılmasını, müzeyi barındıran yapının yadsınması olarak değerlendirdik.
Aynı zamanda iç mekânda çoğu yerde binayı oluşturan yapısal elemanların sergi mekânı tasarımının bir parçası haline gelemediğini deneyimledik. Bunların yanı sıra yapıya sonradan eklenen kısımda da cam yüzeylerin tasarlandığını ancak bunların da kapatıldığını gördük. Cam yüzeylerin görsel iletişim kuran ögeler olarak kullanılma olasılıklarının yadsınmasının, yapının mekânları arasındaki iletişimi de engellediğini gözlemledik. Yapının mimari özelliklerinin yok sayılması, kentle iletişimini engellemiş ve yapıyı adeta kentten saklamıştır. Benzer şekilde yapının içindeki sergi mekânı da yapının bütünlüğünden kopuk biçimde kurgulanmış olmasıyla yapıdan saklanmıştır. Bu gözlemlerimiz sonucunda, çalışmamızda, yolculuğumuz boyunca deneyimlediğimiz bu kopukluk ve uyumsuzlukları fotoğraf serileri halinde “gizli saklı” teması çerçevesinde aktarmayı amaçladık.
Beyza DEMİRCAN
Çağnur ÇAKMAKÇI
Dilan DENİZ
Nilay CANDEMİR