Kamaşma
Sümeyye Özelçi
Müze mekanı içerisinde sergi nesnelerine baktığımda gördüklerim sadece sergi nesnesi değildi. Ben, mekan, pencereler aynı anda görmeye çalıştığım sergi nesnesiyle bütünleşiyordu adeta. Kamaşmanın bu etkisini başta rahatsızlık verici bulmuştum. Ama bu çakışma daha oyuncul bir sergileme yarattığı için bir noktada eğlenceye dönüştü. Aynı anda sergi bendim, sergi mekandı ve sergi sergilenen nesnenin kendisiydi. Görmek istediğim şeye yönelerek sergi nesnemi değiştirebilirdim. Işığın mekân içerisindeki sürekli değişimi sergi üzerinde yeni bir oyun yaratmıştı. Değişimle oluşan çeşitliliğin getirdiği bir tür kaos.
Cam vitrinler üzerinde gerçekleşen bu oyunun değişkenleri; sergi nesneleri, mekânı oluşturan nesneler ve ışık şiddetiydi. Kendim gezerken sergiyi deneyimleyen kişi olarak sabit olan bendim. Fakat ziyaretçiler için düşününce her gelen yeni ziyaretçi, sergiye dahil olan yeni bir yansıma olmaktaydı. Bu anlamda değişken olan, yeni bir ziyaretçi olarak bendim de aynı zamanda. Cila yapılmış ahşap zemin üzerine düşen ışık, oyunun zeminde de devam etmesine olanak sağlıyordu. Küçük bir su birikintisinden yansıyan görüntüler gibi mekan içerisinde zeminde mekana dair ögelerin yansıması, sizi bir anda dışarıya fırlatıyor gibiydi. İçinizdeki çocuk bu kamaşmaların birikintisinde zıplamak, ıslanmak istiyordu.
İlgimi çeken bir diğer kamaşma oyunu, mekanda yer alan satranç taşlarının cam vitrinlerdeki dev yansıması. Hayalet taşlar uçuyor gibi camların üzerinde o kadar soyut bir görünümdeydi ki, gerçekle ayırt edilemeyecek kadar görünür olan bu taşlar yer çekimine meydan okurken rüyadaymışsınız hissi veriyordu. Bazı noktalarda derinleşerek arka arkaya sıralanıyor bazen de hiç olmadık yerlerde birdenbire sergi nesnelerinin üzerinde beliriyorlardı.
Bir diğer unsur olan pencerelerin yarattığı ilginç ışık oyunları sizi büyüleyebiliyor. Koridorun ortasında boşlukta asılı kalan camlar sanki ara mekânda başka bir tür boyuta geçiş hissi yaratıyor. Kimi zaman pencereler yansıdığı yüzeylerde öyle derinleşiyor ki sergi nesneleri adeta dışarıya aitmiş gibi duruyor. Arka arkaya oluşan görüntüleri ise satranç taşlarından çok daha etkileyici biçimde sonsuza doğru giden çerçeveler izlenimi veriyor. Sergi nesneleri böylece birbiri üzerinden akan görüntüler aracılığıyla günün farklı saatlerinde, mekânın farklı noktalarında yeniden üretiliyor.
Kamaşmanın yarattığı oyuncul sergi deneyimi 4 farklı kuralı akla getiriyor. Bu kurallar ışık etkisine, ziyaretçi sayısına ve her bir ziyaretçinin sergiyi izleme güzergâhındaki deneyimine göre çeşitlenebilir.
OYUN KURALI 1: Sergi nesnesi tanımlanamaz, değişken ve bakan gözün seçimine bırakılmıştır. Cam vitrin yüzeylerinde aynı anda mekâna ait unsurlar yansımaktadır.
OYUN KURALI 2: Mekândaki satranç taşlarının sayısı belirsizdir, yansımayla yeniden oluşturulabilir. Mekân yeniden kurgulanabilir. Pencereler artabilir, yeri belirsizdir. Sergilenebilir. Kamaşma mekânın her yerinde olabilir. Bazen zeminde bazen cam vitrin yüzeylerinde deneyimlenebilir.
OYUN KURALI 3: Sergi nesnelerinin ayna görüntüsüyle karşılaşılabilir. Ziyaretçinin yansıyan görüntüsü taşlara dokunabilir. Bu durum sanal satranç izlenimi yaratmaktadır.
OYUN KURALI 4: Mekân iç ve dış olmak üzere bütüncüldür. Nerede olmak isterseniz oradasınızdır. Cam vitrinler arka planı duvar olan yüzeylerde pencereleri ve dışarının manzarasını yansıtabilir.